SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

YEMİNLER BAHSİ

<< 1652 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

19 - (1652) حدثنا شيبان بن فروخ. حدثنا جرير بن حازم. حدثنا الحسن. حدثنا عبدالرحمن بن سمرة. قال:

 قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم (يا عبدالرحمن بن سمرة! لا تسأل الإمارة. فإنك إن أعطيتها عن مسألة وكلت إليها. وإن أعطيتها من غير مسألة أعنت عليها. وإذا حلفت على يمين فرأيت غيرها خيرا منها فكفر عن يمينك. وائت الذي هو خير).

قال أبو أحمد الجلودي. حدثنا أبو العباس الماسرجسي. حدثنا شيبان بن فروخ، بهذا الحديث.

 

{19}

Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr b. Hâzim rivayet etti. (Dediki): Bize El-Hasen rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahman b. Semûra rivayet etti. (Dediki): Bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Ey Abdurrahman b. Semura! İmaret isteme, zîrâ isteyerek verilirse onunla tek başına kalırsın; istemeden sana verilirse onun için yardım görürsün! Bir şeye yemin ederde başkasını ondan daha hayırlı görürsen hemen yemininden dolayı keffâret ver; ve o hayır olan işi yap!» buyurdular.

 

Ebû Ahmed El-Cülûdî dediki: Bize Ebu'l-Abbâs El-Mesercesî rivayet etti. (Dediki): Bize Şeybân b. Ferrûh bu hadisi rivayet etti.           [ El Culudi bir ravi daha katarak hadis'in isnadını ali olarakda rivayet etmektir ]

 

 

(1652) - حدثني علي بن حجر السعدي. حدثنا هشيم عن يونس ومنصور وحميد. ح وحدثنا أبو كامل الجحدري. حدثنا حماد بن زيد عن سماك بن عطية ويونس بن عبيد وهشام بن حسان، في آخرين. ح وحدثنا عبيدالله بن معاذ. حدثنا المعتمر عن أبيه. ح وحدثنا عقبة بن مكرم العمى. حدثنا سعيد بن عامر عن سعيد، عن قتادة. كلهم عن الحسن، عن عبدالرحمن بن سمرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بهذا الحديث. وليس في حديث المعتمر عن أبيه، ذكر الإمارة.

 

{…}

Bana Aliy b. Hucr Es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyni, Yûnus ile Mansûr ve Humeyd'den rivayet etti. H.

Bize Ebû Kâmil El-Caliden de rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Simâk b. Atiyye ile Yûnus b. Ubeyd ve diğerleri arasında Hişâm b. Hassân'dan rivayet etti. H.

 

Bize Ubeydullah b. Muâz dahi rivayet etti. (Dediki): Bize EI-Mu'temir, babasından rivayet etti. H.

 

Bize Ukbe b. Mükrem El-Ammî de rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd b. Âmir, Saîd'den, o da Katâde'den naklen rivayette bulundu.

 

Bu râvilerin hepsi EI-Hasen'den, o da Abdurrahmân b. Semûra'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsi rivayet etmişlerdir. El-Mu'temir'in babasından naklettiği rivayette «imaret» kaydı zikredilmemiştir.

 

 

İzah:

Bu rivayetlerden Abdurrahmân b. Semûra hadîsini Buhâri «EI-Eymân ve'n-Nüzûr», «Ahkâm» ve «Keffârat» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Harâc»da; Tirmizî «Eymân»da; Nesâî imaret kıssasını «Kaza» ve «Siyer» bahislerinde, yemîn kıssasını da «Eymân»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Görülüyor ki rivayetlerin hemen hepsinde: [min hilaf ala yemin] buyurulmaktadır. Bunun mânâsı:

 

«Bir kimse bir yemîn üzerine yemîn ederse...» demek ise de bu cümledeki «yemîn» sözü «üzerine yemîn edilebilecek şey» mânâsında kullanılmıştır.

 

Keza rivayetlerin bazısında evvelâ keffâret verip sonra hayırlı görülen işin yapılması; diğerlerinde bunun aksine olarak evvelâ hayırlı görülen işi yapmak suretiyle yeminin bozulması, sonra keffâret verilmesi emir buyuruluyor. Bundan dolayı mesele hakkında ihtilâf edilmiş; îmam Şafiî ile bir rivayette îmam Mâlik yeminden dönmeden keffâret verilebileceğine nakledildiğini, cumhûr-u ulemânın kavli bu olduğunu söylüyor. Mamafih onlara göre de keffâretin yeminden döndükten sonra verilmesi müstehaptır.

 

Hanefîler'ce yeminden dönmeden keffâret vermek caiz değildir. Çünkü keffâret cinayeti örten bir örtüdür; yeminden dönmeden önce ise ortada bir cinayet yoktur. Bundan dolayı hadîsin evvelâ yemîni bozup sonra keffâret vermeyi emreden rivâyetiyle amel etmek daha münâsiptir.

 

Bâzıları Hanefî imamlarından başka buna kail olan bulunmadığını iddia etmişlerse de doğru değildir; çünkü Mâlikîler'den Eşheb ile Dâvûd-u Zahirî'nin mezhepleri de budur.

 

Yemîn keffâreti: On fakiri bir gün doyurmak,

 

Semûra (Radiyallahû anh) hadîsinde zikri geçen «imâret»den murâd: Valilik veya hâkimliktir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz bu gibi mevki'lerin istenilmemesini; istenip de verilirse Allah isteyene yardım etmeyeceğini; istemeden verilirse Allah o kimseye yardım edeceğini bildirmiştir.